Uzun zamandır böyle bir yazıyı kaleme almak istiyordum nasip bugüneymiş. Beni yaptığım işi bilen herkes ne kadar kurallara bağlı olduğumu ve internet güvenliği konusunda ne kadar hassas olduğumu bilirler. Beni isyan ederken görenlerin birçoğu iş için isyan ederken görür :) İşimi fazla mı sahipleniyorum yoksa fazla mı seviyorum bilemiyorum. Buna rağmen çalıştığım yerde trafiği düzenlemek için hassas davranırım. Asla madur etme yada cezalandırma isteği duymadım çaresiz kalmadığım müddetçe. Son günlerde yaşanan olaylara küçük örnekler vereceğim benim ne kadar katı olduğumu düşünenler oturup biraz düşünsünler diye.
1. Tib denilen kuruluşun görevi nedir? Neler yapabilmelidir? Bu sorulara kısaca cevap vermek gerekirse, bu kurumda çalışan şahısların internet band genişliği düzenlemesi ve iğrenç altyapının düzenlenmesi için çalışmaları gerekmektedir ki aksini iddia edenler bakınız 07.02.2006 tarihli kesintiler. Bu tarihte yaşanan kesintiler sırasında Superonline firmasının ve bazı uydu bağlantısı sağlayan ISP'ler sayesinde işlerimizi hallettik. Ayrıca bir ülkenin iletişim altyapısının yabancıların yönetiminde olması ayrı bir komedi. Bu insanlara kendi ülkemize altyapıyı iyileştirmeleri konusunda ne kadar baskı yapabilir yada bilgi güvenliği konusunda nasıl güvenebiliriz?
2. 5651 sayılı yasayı çıkaranalara da sesleniyorum. Bu yasayı çıkarırken Hukukçuların Bilişim Güvenliği konusunda ne kadar bilgili olduklarını irdelediniz mi? Pek ihtimal vermiyorum. Hala hakimlerin ve savcıların birçoğu bilgisayardan çok uzaklarda yaşıyorlar.
3. Suçlu olanlar hakimler ve savcılar mı? Hayır onlar ellerindeki yasaları uygulayabilirler. Bu yasa suçluyu değil kullanılan aracı yasaklıyorsa onlar ne yapabilirler ki? Buna bir örnek vermek gerekirse kocasını kafasında bir şişe kırarak öldüren kadın ortalıkta dolaşıyor ama memleketteki bütün şişeler cezalı olduğu için kimse bişey içemiyor :))) Durum maalesef bu boyutta.
4. Yaptırım kararını alanlar kimler? Maalesef şu an çok büyük bir başı bozukluk var. Maalesef önüne gelen önüne geldiğini bloklar halde küçük bir örnek isterseniz dahaki önceden yazdığım bir yazıya http://vedatfetah.blogspot.com/2010/02/akademik-bilisim10-ardndan.html adresinden ulaşabilirsiniz. Yani yasa dışında da insanlar kendilerini yaptırım gücü olan bireyler olarak görmeye başladılar.
5. Neye göre kime göre ahlaki? Sofunun birine sorarsanız başı açık olanlar kadınlara bakmak günahtır ki bu durumda internet denilen mahlukatı kullanmamız gerekir. Diğer yandan çocuk pornocusuna sorarsanız onun için de dini içerikli siteler gereksizdir. Bu durumda neye göre kime göre bloklama yapacaksınız bir tarafta dinin emirleri ile yasaklı olanlar var diğer yanda ahlaki değerlere ters durumlar var ki etik kurallar her ülkeye hatta her bölgeye göre değişebilir dinler gibi.
6. Peki bu işi kim yönetmeli ve işleyiş nasıl olmalıdır? Bu işi yönetecek birim tek bir kurum olmalıdır ancak bir ihbar söz konusu olduğunda şahsı izlemeye almalıdır. Tabii bu olayın da .okunu çıkarıp telefon dinleme rezaletine dönüşmesini engellemek adına bu kurum devlet içinde bağımsız olmalıdır. Etki altında kalmamalıdır. Her ne kadar bu yazdıklarımın gerçekleşeceğine kendim bile inanmasamda...
0 yorum:
Yorum Gönder