Propolis nasıl kullanılır?
Propolisin yan etkileri
var mı?
Propolisi kimler kullanmalı?
Propolis Nedir?
Propolis en genel tanımı ile aslında doğadaki en güçlü
koruyucu, kapatıcı, temizleyici ve en güçlü antibiyotik maddedir. Direk olarak
mutlaka 2 yaşından büyük herkesin alması gerekmektedir. Sadece hasta
olduğumuzda değil hastalanmadan önce de bu mucizevi ürünü besin öğelerimizden
biri yapmalıyız. Propolis kullanmak bizi daha dinç, daha genç, daha enerjik,
daha güçlü yapar. Birçok başarılı kişinin hayatındaki en önemli sırrı
propolistir. Bunların içinde devlet başkanları, ünlüler, bilim adamları ve
akademisyenler mevcuttur.
İşçi arıların kavak, meşe, kayın, okaliptüs, akasya ve
kozalaklı ağaçlar başta olmak üzere değişik ağaç ve çalılardan toplayarak
kendilerini soğuk ve hastalıklardan korumak amacı ile kovanı kapladıkları
reçinemsi maddeye denir. Arılar propolisi kovanın iç duvarını düzgün hale
getirmek, peteklerin ağzını kapatmak ve kovanda ölen canlıları mumyalamak amacı
ile de kullanır. Propolisin bakterileri yok etme özelliği sayesinde kovanda
hayat sağlıklı bir şekilde devam eder.
Ham propolis
Cam macunu görüntüsünde
Günümüzde özellikle uzak doğu ülkelerinde propolis
kullanımı yaygındır ki bir çok uzmana göre Uzakdoğulu kişilerin bağışıklık
sisteminin sağlam oluşunun, yaşam sürelerinin Avrupadaki yaş ortalamasının
üzerinde olmasının en büyük nedeni düzenli olarak propolis kullanımına
bağlıdır. Dünyadaki en güçlü koruyucu olan propolisi kendi vücudumuzu korumak,
sağlıklı bir geleceğe sahip olmak ve yaşam standartlarımızı artırmak amacı gıda
takviyesi olarak tüketmeliyiz.
Propolis toplanan bitkinin rengi ve bulunduğu bölgenin
hava şartlarına göre propolisin sarıdan siyaha kadar farklı renkte oluşması
mümkündür.15derecede sert ve kırılgan 30 derecede yumuşak ve bükülebilir bir
hal alır.
İçeriğinde; %50-55 reçine ve balsam, %20-35 bitki
kaynaklı mumlar, %10-15 eterik ve esansiyel yağlar, %2-5 polen, az miktarda
organik ve inorganik bileşikler bulunur. Başka bir bildirişe göre propoliste
%46 balsam, %27 bitkisel kökenli mum ve %15 flavon ve flavonoidler
bulunmaktadır.
Antibakteriyel özelliği sayesinde propolis asırlardır
çeşitli hastalıkların iyileşmesinde de kullanılmıştır. Saflaştırarak toz haline
getirilip yada kapsül şeklinde kullanımı yaygındır.
Propolis Faydaları:
Propolis doğadaki en güçlü koruyucu, kapatıcı,
temizleyici maddedir. Öyle ki diş eti rahatsızlıkları, göz ilhitapları, vücut
da oluşan ödemler, cilt lekeleri ve akne problemleri, kanser hücresi ve
ameliyat sonrası vücutta biriken kalıntıların temizlenmesi, kanın temizlenmesi
gibi bir çok konuda tek başına kullanımda dahi çok önemli bir etken olmuştur.
Antibiyotik kullanımı yerine propolis ile tedavi gören hastaların sayısı gün
geçtikçe artmaktadır. Yaraların iyileştirilmesinde ve bakterilerin vücuttan
atılmasında, sterilize işlemlerinde propolisi görebilirsiniz. Daha dinç olmak,
daha az hasta olmak, kendimizi önceden koruma altına almak istiyorsak mutlaka
ve mutlaka propolisten faydalanmalıyız.
Elbette ki bir çok üründe olduğu gibi bu üründe de saf
olanı bulmak hiç de kolay değil. Arımucizesi olarak sizlere bu ürünün doğalını
bulabilmeniz için buraya bakmanızı öneriyoruz.
• Mikrop kırıcı, iltihap giderici, antioksidan, immün
sistemini uyarıcı ve antikanserojenik etkilere sahiptir. Bioflavonoidler
bakımından zengindir
• Bağışıklık sistemini destekler Propolisin düzenli
olarak kullanımının sindirim ve dolaşım sisteminde ve de tüm vücuttaki patojenlere
karşı etkin bir koruma sağladığı tespit edilmiştir
• Antioksidatif etki açısından propolis diğer arı
ürünleri arasında en yüksek etkiye sahiptir
• Geniş spektrumlu antibiyotik olarak nitelendirilen
propolis, zararlı bakterilerde direnç oluşturmamakta, yararlı bakterileri ise
olumsuz olarak etkilememektedir Ayrıca virüslerin enzim salgılamasını ve
çoğalmasını önleyici etkiye sahiptir
• Akne ve uçuk için haricen kullanılır
• Bademcik iltihabı, farenjit, larenjit için etkilidir
• Ağız ve boğaz mukozası sorunları için hem oral
olarak hem de gargara biçiminde kullanılır
• Dişeti hastalıklarına karşı korucuyucu özelliktedir
2005 yılında Oral Health & Preventive Dentistry dergisinde yayınlanan
araştırmaya göre propolis diş eti iltihabı veya periodontal hastalığının
tedavisine yardımcı olabilir
• Propolis ile ilgili yapılan araştırmalar bu maddenin
ülserler, iltihaplı hastalıklar ve yanıklar için olumlu etkileri olduğu
sonucunu ortaya koymuştur
• National Institutes of Health‘a göre propolis Aft ve
diğer diş yaraları ve peptik ülser için etkili bir anti-inflamatuar ajan olarak
kullanılabilir
• Japon Kanser
Araştırma kurulu tarafından 1991 düzenlenen toplantıda propolisin anti-kanser etkisiyle
ilgili tebliğ sunulmuştur
• Amerika’da yapılan bir araştırmada propolisteki
caffeic asit esterlerinin bağırsaktaki kanserli hücrelerin büyümesini inhibe
edici özellikte olduğu görülmüştür
• Klinik çalışmalarlar, 30 gün boyunca günde 3 defa
alınan 300 mg propolisin hipertansiyon, damar sertliği ve koroner kalp
hastalıklarının tedavisinde yararlı olduğunu göstermektedir
• Mikroptan arındırıcı, bakteri üremesini durdurucu,
iltihap giderici, mantarlara karşı etkili ve kas gevşetici etkileri vardır
•2000 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre, propolis
kremi genital herpes yaralarının iyileşmesine yardımcı olmaktadır
• Bakterilere karşı etkisi galangin, pinosembrin,
kafeik asit ve ferulik asit içeriğinden, virüslere karşı etkisi kafeik asit,
kersetin ve luteolinden, mantarlara karşı etkisi de pinobanksin, pinosembrin,
kafeik asit, benzil ester, sakuretin ve pterostilbene ‘den kaynaklanmaktadır
• Prostaglandinleri üreten enzimleri bloke edici
özelliğiyle anti iltihapsal etkinliğe sahiptir
Propolis Kullanımı:
Propolisi çok çeşitli alanlarda kullanabiliriz. Şampuanımıza
katıp kepekten kurtulurken, bir yandan da diş macununa ekleyip çürüklerden
kurtulabiliriz yada su ile karıştırıp ağızdsa çalkalayarak apse ve diş eti
sorunlarından kurtulabiliriz.
Bal ile karışımında ise günlük ihtiyacımız olan
enerjiyi alıp aynı zamanda kanımızdaki bakteri ve mikropları temizleyebiliriz.
Evinizde bulunduracağınız propolis bir ecza deposundan daha etkili bir tedavi
sunacaktır sizlere.
Yapılan çalışmalarda düzenli ve sürekli olarak
propolis alınması durumunda sindirim, solunum ve dolaşım sistemindeki hastalık
etmenlerini (patojenleri) yok ettiği, internal toksinleri vücuttan attığı
saptanmıştır. Özellikle Japonya’da yapılan klinik çalışmalarda 3 ay ile 1 yıl
sürekli bir şekilde alınan propolisin, çeşitli internal kanser hücrelerinin
devitalize ettiği saptanmıştır.
TİCARİ OLARAK KULLANIMI
Ham propolis arıcılar tarafından toplandıktan sonra,
kullanılabilir ekstraktlar haline getirilir.
Propolis
piyasada şu formlarda sunularak, satılmaktadır:
1.
Sıvı/ekstrakt/tinktur: en yüksek tedavi edici formdur. Kansere karşı koruyucu
olarak bile. Su içerisine birkaç damla damlatılarak kullanılabilir.
2. Tablet:
Propolis tek başına ya da polen ve arı sütü karıştırılarak hazırlanan tabletler
besleyici olarak kullanılabilir.
3. Sağlık,
kozmetik ve besin ürünlerine ek olarak:
•
Şekerler-sakızlar:Propolis bu ürünlerde tadlandırıcı veya ağız enfeksiyonlarına
karşı kullanılabilir.
• Boğaz pastil
ve damlaları: hızlı ve etkili çözüm sağlar.
• Burun spreyi,
burun damlası ve boğaz spreyi
• Diş macunu:
enfeksiyonlara, diş apselerine, çürüklere, ağız kokusuna, diş beyazlatılmasına
yardımcı olur.
• Cilt ve
kozmetik kremleri, balsamları: cilt sağlığı ve koruması için kullanılır. Ayrıca
bu ürünler kesik, abse, yara ve yanıklara uygulanır.
• Şampuan: koruma
ve kepeğe karşı.
• Sabun: güçlü
koruma
"ARI
ÜRÜNLERİ KULLANMAK DOĞAL ve İLAHİ BİR SAĞLIK KORUMA YÖNTEMİDİR"
Propolis
hakkında bilim İnsanlarının görüşleriPropolisin
faydaları bilimsel olarak kanıtlandı
Atatürk
Üniversitesi'nde, TÜBİTAK işbirliğiyle yapılan bilimsel çalışmada, propolisin
kanseri önlediği, virüslere karşı etkili ve yaşlanmayı geciktirici özelliğinin
olduğu belirlendi.
ERZURUM -
Ayşe Yıldız
Atatürk
Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Gülçin
tarafından yapılan bilimsel çalışmada, propolisin çok kuvvetli antioksidan
etkiye sahip olduğu, kanseri engellediği, mide ülserine iyi geldiği, ağız ve
diş yaralarını iyileştirdiği, bakteri ve virüslere karşı etkili olduğu ve
yaşlanmayı geciktirici özelliğinin olduğu belirlendi.
Türkiye
Bilimler Akademisi üyesi de olan Gülçin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir
arıcılık ürünü olan propolisin eskiden beri Anadolu'da yaygın kullanıma sahip
olduğunu belirterek, halk arasında bu kadar yaygın kullanıldığı için merak
ettiklerini ve bunun için propolis üzerine bilimsel çalışmalar yaptıklarını
söyledi.
Yaptıkları
çalışmada propolisin birçok özelliğini tespit ettiklerini anlatan Gülçin,
literatüre bakıldığında özellikle birçok biyolojik aktiviteye sahip olduğunu ve
bunun da biyolojik ve farmakolojik aktivitelerin özellikle antibakteriyel,
antiviral, antitümör, antikanser ve antieging etkilerinin bulunduğunu ifade
etti.
Bölgede bitki
çeşitliğinin çok fazla olduğunu ve bunun arıcılık ürünlerine artı bir değer
kattığına dikkati çeken Gülçin, "Bölgeden taze propolis numunesini aldık.
Bunun antioksidan ve radikal giderme özelliklerini araştırdık. Çok mükemmel
aktiviteler gözlemledik. Özellikle standartlarla kıyasladığında neredeyse
kullanılan en kuvvetli antioksidanlardan daha kuvvetli etkiye sahip olduğunu
gördük" dedi.
Propolisin,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kullandığı yönünde çıkan haberlerden
sonra yeniden gündeme geldiğini vurgulayan Gülçin, çalışmanın ikinci ayağında
TÜBİTAK ile ortak yaptıkları çalışmalarda propolisin bu etkili özelliklerinin
hangi maddelerden kaynaklandığını araştırdıklarını vurgulayarak, propoliste
300'den fazla uçucu ve diğer organik bileşenlerin olduğunu, özellikle fenolik
ve polifenolik içerik açısından oldukça zengin olduğunu belirtti.
Propolisin
protein yapı taşları olan aminoasitler açısından da çok zengin olduğunun altını
çizen Prof. Dr. Gülçin, şunları kaydetti:
"Zaten
farmakolojik ve biyolojik etkilere sahip olan bileşenler bunlar. Propolisin
yüzde 15'lik kısmını flavon ve flavonoitler oluşturuyor. Bunlar sağlık için son
derece önemli bileşenlerdir. Bugün sebze ve meyvelerden tutun, özellikle
sonbaharda çıkan bitkisel gıda kaynaklarındaki bileşenler fenoller ve
flavonoitler ve buna benzer bileşenlerdir. Bizim yaptığımız araştırmalarda
da özellikle kafeik asit ve kafeik asit fenetil esterinin bol miktarda
bulunduğunu, ayrıca A ve C vitamini açısından da çok zengin olduğunu
gözlemledik."
"Uzun
yaşamın sırrı: propolis"
Son
zamanlarda yapılan çalışmalarda Ortadoğu insanının uzun yaşamlarının sırlarının
araştırıldığını anımsatan Gülçin, "Uzakdoğu insanlarının hem uzun
yaşamları hem de bağışıklık sistemlerinin daha kuvvetli olduğu bilinmektedir.
Bunun sırrı diyetlerindeki propolisten kaynaklandığı söylenmektedir. Çünkü
propolis savunma sistemini güçlendiriyor. Tümör hücrelerinin çoğalmasını, ülser
hastalarının bir türlü başa çıkamadıkları helicobacter pylori
mikroorganizmasına neden olan bakteriyi ciddi
oranda engelliyor" ifadelerini kullandı.
Gerçekleştirdikleri
çalışmanın yayımlandığı günden buyana 50'den fazla atıf aldığını vurgulayan
Gülçin, şöyle devam etti:
"Özellikle
ağız ve diş yaralarına ve diğer diş hastalıklarına propolis iyi geliyor. En
önemlisi tümör hücrelerinin gelişimini ve ülsere sebep olan mikroorganizmayı
önlüyor. Antibiyotik, antiviral özellikleri var. Virüslere karşı da çok etkili.
Antikanser olduğu ispatlanmış. Bağışıklık sistemini ciddi şekilde
desteklediğini biliyoruz. Yaşlanmayı geciktirici özelliği bulunuyor. Mikrobiyal
ve viral enfeksiyonlara karşı etkili kullanılıyor."
Propolisin
dişçilik, eczacılık ve tıp gibi sağlık sektörlerindeki bilimsel araştırmalarda
çok yaygın kullandığını belirten Gülçin, "Propolisin yara iyileştirici
özelliği, çok kuvvetli antioksidan olduğu ve birçok hastalığa sebep olan
serbest radikalleri giderdiğini kanıtladık. Özellikle biyolojik açıdan çok
önemli olan bazı bileşenlerin propoliste bol miktarda bulunduğunu
gözlemledik" dedi.
BEE PROPOLİS®
Bilim adamları tarafından " Yüzyılın Mucizesi " olarak
adlandırılıyor!
Arılar,
küçücük kapalı bir kovanda 50.000-80.000 ergin arı ve bir o kadar yavru
bulunmasına, kovan içi sıcaklığın ve rutubetin mikropların üremesi için ideal
bir ortam oluşturmasına rağmen hastalıklara yakalanmadan 80 milyon yıldan beri
yaşamlarını sürdürmektedirler.
Arılar
dışarıdan gelen yabancı maddeleri ve hayvanları kovan dışında tutmaya
çalışırlar ve kovanın girişine iki nöbetçi koyarlar. Herhangi bir zararlı
kovana girdiğinde, hemen arılar tarafından öldürülerek dışarı atılır. Ancak
fare, salyangoz, kertenkele kurbağa gibi davetsiz misafirler öldürüldükten
sonra kovan dışına atılamadıklarında arılar tarafından propolisle kaplanır.
Böylece bu mumya zararlının bozulmasıyla ortaya çıkan bakteriyel veya viral
enfeksiyonlara karşı koloniyi korur. Bunu, bitki, tomurcuk ve filizlerinden
toplayıp agızda sindirim enzimleri ile karıştırarak hazırlarlar. Çok kuvvetli
virüs, bakteri ve mantar öldürücü etkiye sahip yapışkan reçinemsi bir maddeyle
yaparlar. Bu maddeyle kovan içerisindeki besinleri, yavruyu ve kendilerini
çeşitli mikroplardan korur, bununla kovanı dezenfekte eder, kovan duvarlarını
ve çatlakları bu maddeyle sıvarlar. Kovan içi görev yapan arılar kovan giriş
deliğinde dışarıdan gelen işçi arıları propolis ile fırçalama yaparak
enfeksiyonun kovana girişini önlemektedir.
Propolisin
alışılmış antibiyotik etkilerin 100 misline yakın etkisi keşfedilmiştir. Bugüne
kadar rastlanan en güçlü doğal antibiyotiktir. (Ghisalberti, 1979 E.L.
Ghisalberti, Propolis: a review, Bee World 60 (1979), pp. 59–84.)
Propolis
Bilim adamları tarafından “Yüzyılın Ürünü ” olarak adlandırılıyor.
Arılar, küçücük
kapalı bir kovanda 50.000-80.000 ergin arı ve bir o kadar yavru bulunmasına,
kovan içi sıcaklığın ve rutubetin mikropların üremesi için ideal bir ortam
oluşturmasına rağmen hastalıklara yakalanmadan 80 milyon yıldan beri
yaşamlarını sürdürmektedirler.
Arılar
dışarıdan gelen yabancı maddeleri ve hayvanları kovan dışında tutmaya
çalışırlar ve kovanın girişine iki nöbetçi koyarlar. Herhangi bir zararlı
kovana girdiğinde, hemen arılar tarafından öldürülerek dışarı atılır. Ancak
fare, salyangoz, kertenkele kurbağa gibi davetsiz misafirler öldürüldükten
sonra kovan dışına atılamadıklarında arılar tarafından propolisle kaplanır. Böylece
bu mumya zararlının bozulmasıyla ortaya çıkan bakteriyel veya viral
enfeksiyonlara karşı koloniyi korur.
Bunu,
bitki, tomurcuk ve filizlerinden toplayıp agızda sindirim enzimleri ile
karıştırarak hazırlarlar. Çok kuvvetli virüs, bakteri ve mantar öldürücü etkiye
sahip yapışkan reçinemsi bir maddeyle yaparlar. Bu maddeyle kovan içerisindeki
besinleri, yavruyu ve kendilerini çeşitli mikroplardan korur, bununla kovanı
dezenfekte eder, kovan duvarlarını ve çatlakları bu maddeyle sıvarlar. Kovan
içi görev yapan arılar kovan giriş deliğinde dışarıdan gelen işçi arıları
propolis ile fırçalama yaparak enfeksiyonun kovana girişini önlemektedir.
Bu
maddeye ”Propolis” adı verilmektedir. Propolis Latince bir kelimedir. Kelime
anlamı “Pro + Polis” ‘den gelmektedir. (Pro: Güvenlik, Koruyucu) + (Polis:
Giriş, Şehir) “Güvenli Şehir & Şehir Koruyucu” anlamına gelmektedir.
Propolis,
kara mum ya da arı reçinesi olarak da bilinir, bitkisel kaynağa bağlı olarak
300′den fazla doğal bileşik veya fitokimyasal içerir. Propolisin asıl sağlık
koruyucu etkilerinden içerdiği, Flavonoidler sorumludur. Yaklaşık %55
balsamlar, %30 balmumu, %10 eterik yağlar ve %5 polenden oluşur. Ek olarak,
magnezyum, kalsiyum, iyot, potasyum, sodyum, bakır, çinko, mangan ve demir gibi
mineraller ile B1, B2, B6, C ve E vitaminlerini de içeren mineral ve
vitaminlerden oluşan zengin bir yapısı vardır.
İçerdiği bu
maddeler, propolise antimikrobiyal, antioksidan, antibiyotik, bağışıklık
sistemi düzenleyici, antikanser ve ağrı kesici nitelik kazandırır. Bu
özelliklerini keşfeden Mısır, Çin, Yunan ve Roma’nın da aralarında bulunduğu
dünyanın pek çok bölgesindeki eski medeniyetler tarafından geleneksel tedavide
yüzyıllardır kullanılmıştır. Günümüzde ise, kalabalık şehir ortamının havasında
tehdit olarak bekleyen grip, soğuk algınlığı ve nezle gibi kış dönemi
hastalıklarından bizi koruyabilen bir doğa mucizesidir.
Ölümcül
bakteriye ” PROPOLİS “
Hacettepe
Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerince yapılan araştırmalarda
bal arılarının ürettiği propolisin, birçok insanın yaşamını yitirmesine neden
olan ve ABD’deki kavun tüketimiyle ortaya çıkan ölümlerle birkez daha gündeme
gelen Listeria bakterisini yok ettiği belirlendi.
Bilim adamları
tarafından önemli bir keşif olarak görülen propolis, Allah’ın doğanın en önemli
canlılarından biri olan arılarla insanoğluna hediye ettiği bir mucizedir diye
belitmişlerdir.
Japonya
ve Çin gibi Uzakdoğu ülkelerinde propolisin bu yüzyılda keşfedilen ” en
mükemmel doğal ilaç ” olduğu kabul edilmiştir.
Dünyadaki
tüketim dagılıma bakıldıgında Propolisi en çok kullanan ülkeler arasında
Amerika ve Japonya gelmektedir. Japonya ortalama yıllık 500 ton
Propolis ithalatı yapmaktadır.
Propolisin
alışılmış antibiyotik etkilerin 100 misline yakın etkisi keşfedilmiştir. Bugüne
kadar rastlanan en güçlü doğal antibiyotiktir. (Ghisalberti, 1979 E.L.
Ghisalberti, Propolis: a review, Bee World 60 (1979), pp. 59–84.)
Radyoterapide
Propolis etkinliği üzerine klinik çalışma.
Propolis,
genelde Doğal antibiyotik olarak adlandırılır.
Propolis,
antimikrobiyal ve geniş spektrumlu antibiyotik özelliğiyle bakteri, virüs ve
mantarlara karşı etkilidir. Antibiyotikler gibi direnç oluşturmadığından
güvenle kullanılabilir. Aynı zamanda, bağışıklık sistemi düzenleyicisidir, böylece
bağışıklık hücrelerinin aktivitesini arttırarak vücudun mikroplarla savaşma
potansiyelini güçlendirir.
Vitamin C ve E’den daha güçlü bir antioksidan olan
Propolis’in yaşlanma ve kanser üzerine önleyici etkisi pek çok çalışma
tarafından gösterilmiştir. Doku yenileyici ve ağrı kesici özelliklerinden
dolayı boğaz ağrısında ve soğuk algınlığında da çok faydalıdır.
1 mg Propolis,
yaklaşık olarak 20 mg Penisilin’e denk gelmektedir.
Bal
Arılarının Gücü; Propolis
Aynen
üreticisi bal arıları gibi çok geniş kapsamlı ve sayısızdır. Yüksek kolesterolü
olan kişlerde propolisin faydaları görülmüştür. Çin’de Lian Yun Gang’ın
Worker’s hastanesinde Dr. Fang Zhu, hipertansiyon, damar tıkanıklığı, koroner
kalp rahatsızlığı olan 45 hasta seçmiş ve bu hastalara 30 gün boyunca günde 3
defa 300 mg propolis vermiştir. Bu süre sonunda hastaların kolesterol
düzeylerinde belirgin düşüşler gözlenmiştir.
Propolisin
diğer bir faydası ise, enzimleri bloke eden prostaglandinleri ortadan
kaldırmasıdır. Prostaglandinler tarafından ortaya çıkan ağrı ve ateş propolis
tarafından ortadan kaldırılmıştır. Propolis aspirinle aynı enzimleri bloke
etmektedir fakat aspirinin yan etkilerini göstermemektedir.
Propolisin
enzim bloke edici ve prostaglandin inhibe edici etkisi, ağız ve boğaz için de
faydalıdır. Mesela, diş eti kanaması ve doku zedelenmesi ağız sağlığı için en
büyük problemlerden birisidir. İltihaplanma ve kanama, diş yapısında
zayıflamaya ve diş kaybına neden olur. Fakat propolis, bazı spesifik enzimleri
bloke ederek, prostaglandin oluşumunu engeller, iltihaplanma ve diş eti
kanamasını önler. Propolis aynı zamanda, diş etindeki damarların yüzeylerini
güçlendirir.
Propolis
Bağışıklık Sistemine Etkileri;
Propolisin en
çok araştırılan ve yaygın olarak kabul edilen özelliği bağışıklığı arttırıcı
özelliğidir. Propolis, doğal salgı bezlerini aktive eden geniş spektrumlu
antibiyotiktir. Propolis sadece enfeksiyonları engelemenin yanında, onları
vücuttan temizler. Çok sayıda deneyle ortaya konduğu gibi propolis;
bakterileri, virüsleri, mantarları ve hatta penisiline dayanıklı
staphlococcus’u ortadan kaldırır. Propolis virüslere karşı çok güçlüdür. Bu
etki propoliste bulunan bioflavanoidlerin koruyucu etkisi sayesinde
gerçekleşmektedir. Virüsler, proteinlerin dış kısmına yerleşirler. Eğer engellenmezse,
bu tehlikeli ve enfekte edici madde taşıyıcı organizmada serbest kalır.
Maalesef, böyle bir durumda, enzimler sayesinde protein dış kısmını parçalarlar
ve böylece zararlı madde istem içerisine yayılır. Sistemde propolisin bulunması
durumunda ise bu durum gerçekleşmez. Bioflavanoidler, proteinin dış kısmını
parçalayan enzimleri inhibe eder ve viral maddeyi içeriye hapseder. Aynı
flavanoidler, virüsün etrafını kaplayarak aktivitesini engellerler.
Bioflavanoidlerin varlığında taşıyıcı, virüslere karşı bağışıklık kazanmış
olur.
Diğer bir yol
ise propolisin fagosite aktivitesini güçlendirerek bağışıklık sistemine
yardımcı olur. Fagositler, mikroorganizmaların etrafını sarar, içine alır ve
sindirerek ortadan kaldırırlar. Propolis sayesinde gerçekleşen bu etki, bir çok
bilim adamı tarafından gözlenmiş ve klinik olarak yayınlanmıştır.
Propolisin Anti
– Kanser Etkileri!
Propolis
tincture (tentür) ekstraktının karaciğer ve mesanedeki kanserli hücreleri
dönüşüme uğrattığı ve gelişmelerini önlediği bulunmuştur. (Matsuono, 1992)
Bu hücre
öldürücü etkiyi sağlayan maddeler, propolisten izole edilen quercetin, kafeik
asit ve clerodane diterpenoid’dir.
Clerodane
diterpenoid, tümör hücrelerine karşı seçici bir öldürücü etki gösterir.
Propolisin,
ayrıca yumurtalık kanseri hücrelerini ve hücre bölünmesini durdurucu etkileri
olduğu bulunmuştur.(Ross, 1990)
Ayrıca, göğüs, cilt, kolon ve böbrek kanseri hücreleri
gibi insan tümör hücre kültürleri üzerinde öldürücü etkisi olduğu tespit
edilmiştir.
Bu etkileri oluşturan
bileşenin kafeik asit, fenetil ester olduğu belirlenmiştir.(Grünberger ve ark,
1988)
Propolisden
izole edilen Artepillin C, insan mide kanseri hücreleri, insan gırtlak kanseri
hücreleri, kolon kanseri hücreleri üzerinde hücre öldürücü etki göstermiştir.
(Tetsuo Kimoto 2001).Kafeik asit esterlerinin tümör oluşumunu kimyasal olarak
engellediği görülmüştür.
Bu etki,
kanserli hücrelerin gelişimini sağlayan genler üzerindeki seçici toksik etki
ile gerçekleşmektedir.
Propolisin
Antioksidan Özellikleri!
Propolisin
yoğunlaşmış flavonoidleri büyük bir antioksidan güce sahip ve anti-serbest
radikal koruyucu lipid ve vitamin C gibi diğer maddeleri yok etme kapasitesine
sahiptir. Bu nedenle C vitamini (Popeskovitch ve arkadaşları, 1980) gibi
propolis alınması önerilir. Diğer faktörler ile serbest radikalleri gibi
kalp-damar hastalığı, artrit, kanser, diyabet, parkinson ve alzheimer olduğu
gibi hücre hasarından sorumlu olması muhtemeldir.
Propolisin Doku
Onarımındaki Etkinliği!
Propolis
(Ghisalberti, 1979 Krell 1996) hasar görmüş cildi onarmak için hücre
metabolizması, dolaşım ve kollajen oluşumu rekor sürede aynı zamanda bir
uyarıcı etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Flavonoid arginin ivme propolisin
bir bileşeni aloe özüne bağlı olması durumunda daha hızlı doku onarımı
(Sumano-Lopez ve ark 1989) elde edilir. Propolis Radyoterapinin yan etkilerini
minumuma düşürmektedir. Sonuçlar propolisin baş-boyun ışınlaması sonucu gelişen
oral mukozitin şiddetini azaltmada etkili olduğunu gösterdi. (Dr. Yasemin
Benderli Cihan, Dr. Kemal Deniz 2011)
Propolis
Bağışıklık sistemini güçlendirir!
Propolis
virüsler için çok yüksek bir bağışıklık aktivitesi (Manolova ve diğerleri,
1987) göstermektedir. Son zamanlarda, Japon araştırmacılar, propolis özütünü
insan vücudunda (Moriyasu ve diğerleri, 1993) bağışıklık aktive ederek
macrophagotique aktivasyonu için sorumlu olduğunu göstermiştir. Propolis
sitokin üretmeye başlar bağışıklık hücrelerini aktive eder. Sonuç propolis
etkisi tümör hücrelerinin büyümesini engeller olmasıdır. Minneapolis Tıppi
Araştırma Vakfının Nöroimmunoloji Laboratorlarında yapılan araştırmalara göre
propolis ekstraktının ağızdan alınmasıyla beraber ürünün anti-HIV-1 etkisi kısa
zamanda gözlenmeye başlıyor ve tatmin edici sonuçlar alınıyor. Buna dayanarak
ilgili kurum klinik tedavilerde propolis kullanımının gerekli olduğunu
savunuyor. Ayrıca zidovudine’in etkilerini belirgin şekilde güçlendirdiği,
kullanılan ilaçlar ile herhangi olumuz bir etkileşimi olmadığı
belirtiliyor.(Harish ve ark, 1997).
Propolisin
Diş Hastalıklarına Etkileri!
Propolisin
plak oluşumu ve diş eti iltihabı üzerindeki etkilerini incelemek üzere 60
öğrenci gruplara ayrılmıştır. Sonuçlar, propolisin oral hijyeni sağlamada
yardımcı uygulama olarak faydalı olduğunu göstermiştir. (Neumann ve ark 1986)
Propolisin
Kardiyovasküler Etkileri!
Propolis,
tıpta kardiyovasküler ve dolaşım sistemi hastalıklarında, (Kedzia ve ark, 1988)
dermatolojide, doku yelinmesi, ülser, egzema, yara ve yanıklara karşı, kanser
tedavisinde, immun sistem ve sindirim sistemi hastalıklarında tedavi edici
olarak, karaciğer rahatsızlıklarına karşı ise koruyucu olarak
kullanılmaktadır(Coprean ve diğerleri, 1986)
Propolisin
Anestezik Etkileri!
Propolis
ve bazı bileşenleri anestezik etki göstermektedir.(1977 Rode, Ghisalberti 1979)
Tavşan korneasında yapılan deneyler sonucunda, propolisin, kokainden 3 kat,
prokainden ise 52 kat daha güçlü anestezik etkiye sahip olduğu ortaya
konmuştur.(Boya ve Metzner, 1979) Anestezik etkinin, propolisteki, pinocembrin,
pinostrobin ve kafeik asit esterleri sayesinde gerçekleştirildiği
belirlenmiştir.Bu anestezik etki, propolisin neden yüzyıllardır boğaz ağrısı ve
ağız yaralarının tedavisi için kullanıldığını açıklamaktadır. Dişçilik alanında
propolisin anestezik malzeme olarak kullanımı Polanya’da
patentlenmiştir.(Sosnowski, 1984)
Propolisin
Klinik sonuçları Özet!
Bağışıklık
sisteminin yerel düzenlemelere ve tuzlu bir tincture ekstresi ile lokal tedavi
de dahil olmak üzere 24 gün boyunca farklı yöntemler ile tedavi edilen çelik fabrikasında
bronşit olan 260 işçi tedavi edildi.
En iyi sonuçlar
propolis özü inhalasyonu ile elde edilmiştir. (Scheller ve ark 1989) Propolis
ayrıca, farenjit gibi KBB hastalıklarında da mükemmel etkinlik
gösterir.(Doroshenko, 1975) Kronik bronşit (Scheller ve ark 1989) Sigara
içenlerde kronik bronşit (Osmanagiç ve ark 1987), Nazofarenjit (SPIROVIT ve
col1981) Pharyngo-larenjit (Lin ve ark 1993), Nezle (Zommer ve Urbanska ark
1987) ve Rinit (Nunex ve ark 1988) konularında farklı bilim adamları propolisin
etkinliğini araştırmışlardır.
Şiddetli
bağışıklık eksikliği alveolit fibromatous iki hastada tespit edildi. Propolis,
N Esberitox magnezyum ve kalsiyum kombinasyonu ile tedavi edildi.İki hastada
(Scheller ve ark 1989) iyi klinik sonuçlar vermiştir.
Propolisin %1 –
%10 Tinture çözümü klinik uygulamada yüzeysel mantar enfeksiyonları ve derin
mantar enfeksiyonlarıda 10 vaka içinde 9 hastada çok başarılı olmuştur. Sedef
hastalıgının tedavisi için 3 kez / gün 0.3 g propolis tüketen 160 hasta
tedavide çok iyi sonuçlar almıştır.. (Chu-Fang, 1978)
Propolis özütü
%50 çözelti ile merhem olarak Herpes zoster enfeksiyonu olan 110 hastada
kullanılmış 97 hastada mükembel sonuç vermiştir. (Bolshakova, 1975).
23-98 yaş arası
tipik açık yarası bulunan 64 hastaya yaralı bölgeye hergün propolis içeren
merhemler uygulandı.Bu uygulama 4-12 hafta sonunda sonlandırıldı. Tedavi
sonucunda 19 hastada hiç bir klinik gelişme gözlenmedi, diğer hastalarda ise
önemli gelişmeler gözlendi. (Korsun 1983)
Farklı cilt
iltihabı (ülser ve apseler) olan 229 hasta grup %2 ila %8 propolis krem ile
tedavi edildi. Propolis yüksek konsantrasyonlarda 9 gün uygulandı. 16 gün sonra
sadece % 1.8 düşük konsantrasyonlarda uygulandı. Hastaların % 18 sonuç
alınmadı. Diğer hastalarda (Morales ve Gabardino 1996) 36 gün sonra
belirtilerin çoğunluğu, 11 gün sonra da ülserler kayboldu.
Otitis eksterna
şikayeti olan hastalar (126 hasta), kulak zarı perforasyonu kronik otitis
mesotympaniques propolisin %10 çözümleri ile tedavi edildi. Sonuçlar % 70′inde
pozitif çıktı ve % 100 dış otitis sonuç alındı (Matel ve diğerleri,
1973).Propolis aynı zamanda deri iltihabında (Palos ve ark, 1989) mükemmel bir
sonuç göstermiştir.
Hepatit B
virüsü için propolis ve polen ile yapılan çalışmalar Celje Kliniği (Krk,
Lesnicar 1978) olumlu sonuçlar elde edildi..
Propolis
ekstrakt Mide ve Duodenum ülseri olan 72 hastada 25 mg doz 3 kez / gün
uygulnadı. Altı hafta sonra %80 hatada ülser yokoldu. (Zuleika ve ark, 1988)
Mantar
enfeksiyonları ve rahim ağzı (Serviks) iltihabı olan hastalarda (90 Hasta) S.
nedenpyogenes ve Trichomonas vaginalis % 3 propolis tincture özütü ile
hastaların % 50′si propolis kürü ile tedavi edildi. (Zawadzki ve Scheller,
1973)
Ghiardises
(protozoon) geçiren 138 hasta propolis ekstraktı ile tedavi edilmiştir (Miray ve
ark 1988).
Propolis farklı
klinik tedavisinde kullanılan mikrobik enfeksiyonlarda çok iyi ve önemli
sonuçlar vermiştir (Marcucci 1995) .
Bulgaristan’dan
Dr. S. Nikolov ve arkadaşları, propolisin akut ve kronik kolit üzerindeki
etkisini incelemişlerdir. Çalışmaya, yaşları 20 ile 65 arasında değişen 45
hasta katılmıştır. Hastalara günde üç defa yemeklerden önce propolis ekstraktı
verilmiştir. Sonuçta toplam 43 hastada olumlu sonuç elde edilmiştir. Bunlardan
26’sında çok iyi, 12’sinde iyi kalanları ise memnuniyet verici şekilde iyileşme
gözlenmiştir. Sadece iki hastada herhangi bir gelişme gözlenmemiştir. Çoğu
hastada yedinci günde iyileşme başlamış ve ondokuzuncu ya da yirminci günde
tamamen iyileşme görülmüştür.
Propolis
Hakkında Bilimsel Araştırmalar
Propolis (Bal
Arısı) Doç.Dr. C.Kemal SÜMBÜL
Bal arıları
(Apis mellifera), toplu olarak yaşamaları ve aralarında iş bölümü yapmaları,
kovanlarında sadece bir kraliçe arıya bağlı olmaları hususiyetleriyle, sosyal
böceklerin başında gelir. Bal arıları davranışlarıyla olduğu kadar, şifa
vesilesi ürünleriyle de insanların dikkatini çekmiştir. Bu ilgi sonunda bal
arıları, hem insanların maişetlerini temin vasıtası, hem de haklarında
fakülteler ve bölümler açılacak kadar gelişmiş bir bilim dalının konusu
olmuşlardır. Sevk-i ilâhî ile arılara yaptırılan ürünler, insanlar için
mükemmel bir gıda olduğu kadar, değişik hastalıklardan kurtulmaya bir şifa
vesilesi de olmaktadır.
Kur’an’da
kendi adlarıyla isimlendirilen bir sürede (Nahl Sûresi), onlara birtakım
görevlerin ilham edildiğini öğreniyoruz. Aynı sûrede bal arısının yaşayış şekli
kadar, ürettikleri de insanların bilgisine sunulmuş, her türlü meyveden yemesi
emredildikten sonra, karınlarından çeşitli renkte bir içeceğin çıktığı ve
bunların insanlar için şifa kaynağı olduğu belirtilmiş, sonunda da bütün
bunlarda düşünen insanlar için alınacak ibretler olduğuna dikkat çekilmiştir.
(Nahl, 68-69)
Bal
arısına ürettirilen maddelerin başında bal gelmektedir. Enteresan bir geometrik
şekle sahip bir peteğin içine arılar tarafından doldurulan balın tadı ve
içindeki şifa vesilesi kimyevî maddelerin terkibindeki hassas nispetler,
detaylı bir şekilde araştırılmış; bunların fayda ve hikmetleri tespit
edilmiştir. Arıların karınlarından çıkan ve insanlar için içecek ve şifa kaynağı
olan sadece bal mıdır? Yoksa diğer ürettiklerinden de bu kategoriye giren var
mıdır?
Bal
arısına ürettirilen sadece bal değildir. Bugün arı ürünleri dendiğinde balın
yanında; polen, propolis, arı sütü, balmumu ve arı zehiri de akla gelmektedir. Bunlardan
polen, arı daha kovana girmeden arıcılar tarafından kurulan tuzaklarla
toplandığından, İlâhî Beyan’da “yemeleri emredilen ve karınlarından çeşitli
renklerde çıkan ve insanlar için şifa kaynağı” olarak bahsedilen ürünlerin
dışında sayılabilir. Arı sütü ve arı zehiri doğrudan arının vücudundan
çıkarılan salgı ürünleridir. Bal, propolis ve balmumu ise, arı tarafından
toplanan maddelerin sindirim sisteminde birtakım değişikliklere uğratılmasından
sonra bizlere sunulan maddelerdir. Arı ürünlerinin gıda ve şifa değeri
birbirlerine göre farklılık gösterir. Meselâ, bal esas olarak gıda değeri
taşırken, arı sütü şifa değeri ile ön plâna çıkar. Birisi salgı iken, diğeri
nektarların arının sindirim organlarında değişikliğe uğradıktan sonraki
hâlidir. Propolis de bu yönüyle bala benzemektedir. Ancak bunun ilâç özelliği,
gıda değerinden daha fazladır. Bu açıdan bakıldığında arıdan elde edilen
ürünlerin her birinin ayrı bir önemi vardır.
Şehrin
müdafaası mânâsına gelen ‘propolis’ tabiri; Yunanca pro (müdafaa) ve polis
(şehir) kelimelerinden türetilmiştir. Bunun bal arısı için anlamı ise, kovanın
muhafazası demektir. Propolis, oldukça yapışkan, reçinemsi bir maddedir. Bal
arıları, bu maddeyi değişik bitkilerden toplayarak kovanlarına taşır. Propolis,
peteklerin ağızlarını kapatmada, kovanın iç duvarlarını düzgün hâle getirmede
ve içeriye başka canlıların girmesine mâni olmada kullanılır. Bunun ham
maddeleri, arılar tarafından değişik bitkilerden toplanır ve ağızlarındaki
tükürük enzimleriyle kısmen sindirilir. Kısmen sindirilen çeşitli maddeler
balmumu ile karıştırıldıktan sonra kovanda kullanılır. İçerisinde biraz polen
bulaşığı da bulunabilir.
Arılar
propolisi nerede kullanır?
Arıların petek
tamirinde propolisi mumlarla karıştırıp, peteğin daha sıkı bir yapı kazanmasını
sağladığı ifade edilmiştir. Arıların, peteklerin bal ile dolu gözeneklerini
kapatmak için, hiç mum ihtiva etmeyen veya çok az mum ihtiva eden propolis
kullandığı keşfedilmiştir. Propolis, kovandaki bakteri, mantar ve lârvalara
tabiî antibiyotik tesiri yapar. Arılar kovanlarına girmesini istemedikleri
canlılara karşı bunu kullandıkları gibi, girdikten sonra ölenleri de bu madde
ile mumyalamak süretiyle kovanlarını kokmuş cesetlerden korumuş olurlar.
Propolisin
kimyevî terkibi, toplanması ve işlenmesi
Propolis
yaklaşık 30′un üzerinde madde ihtiva eder. Bu bileşikler; bitkilerin
salgıladığı maddeler, arıların metabolizmasından kaynaklanan ifrazatlar ve
ticarî preparat haline getirilirken karışan maddelerden oluşur. İçinde
polifenoller, fenolik asitler ve bunların esterleri, terpenler, steroitler,
aminoasitler, mineraller ve bazı vitaminler (B1,B2, C ve E) bulunur.
Bileşiminin büyük bir kısmını flavonoitler oluşturur. Bu bileşikler bitkiler
âleminde yaygın olarak bulunur. Bunların nispetleri değişmekle beraber,
ortalama % 50 reçine, % 30 mum, % 10 esansiyel ve aromatik yağlar, % 5 polen, %
5 diğer maddeler ve organik kalıntılardan ibarettir. Propolisin işlenmesi
sırasında bu organik kalıntılar ile mumlar uzaklaştırılır. Bu kompozisyon
propolisin elde edildiği bitki örtüsü ve coğrafî bölge farklılığından dolayı
değişkenlik gösterir. Bu değişkenlik arının metabolik aktivitesinin de
değişmesine yol açar. Propolisin rengi bileşimine bağlı olarak sarıdan, koyu
kahverengiye kadar çeşitlilik gösterir. Peteğin sarı rengi propolis içindeki
Chrysine (1,3 dioksi flavon) maddesinden ileri gelir. Propoliste bulunan bazı
maddeler tabiî olarak gıdalarda vardır. Bunlardan kafeik asit ve onun esterleri
(% 2-20), hidrokinon (% 0,1) ve quercetin (% 0,1-0,7) propoliste bulunur.
Meselâ kabuklu bir elma 5,8-26 mg arasında quercetin maddesi ihtiva eder. Yine
bir kg kahvede ortalama 1,25-40 mg arasında hidrokinon, bir servislik yeşil
salatada ortalama 27-56 mg kafeik asit bulunur. Propoliste bu bileşiklerin
miktarı, günlük diyetle alınan miktarlarla mukayese edilemeyecek kadar azdır.
Propolis
yapışkan olduğu için, insanın derisindeki protein ve yağlarla reaksiyona
girdiğinden deriden ayrılması çok güç olur. Bu madde soğukta çok sert ve
kırılgan; sıcakta yapışkan ve yumuşaktır.
Geçmişten
günümüze propolis kullanımı
İnsanların
propolisten istifadesi MÖ 300′e kadar gider. Tarihî kayıtlarda propolisin
değişik maksatlar için kullanıldığı belirtilmektedir. 17. yüzyılda İtalyanların
bu maddeyi antik eşyalarda kullandıkları yazılmaktadır. Propolis yaylı sazlarda
(parlatıcı olarak) ve akordiyonların tamirinde de kullanılmıştır.
Propolisin
kullanılır hâle getirilmesi
Arıcılar,
propolisi kovandan kazıyarak toplar. Bu toplama işini genellikle kovandaki balı
hasat ettikten sonra yaparlar. Toplama sırasında propolise bir miktar mum
karışır. Propolis işlenmek üzere fıçıların içerisinde işletmelere gönderilir ve
önce değerlendirilmeye alınır. Eğer çok fazla mum ihtiva ediyorsa, yıkanmak
için soğuk suya konur, böylece propolise karışmış mumlar giderilir. Geride
kalan propolis paslanmaz çelikten yapılmış kafesler üzerinde açık havada
kurutulur. Eğer propolisin içindeki mum az ise, propolis doğrudan doğruya %
95′lik etil alkol içerisinde çözülür. Böylece arıların kopmuş vücut parçaları,
tahta yongaları ve diğer yabancı maddeler giderilir.
Çok sayıda
kimyevî maddeden yapılmış propolisin içindekileri birbirinden ayırmak oldukça
zordur. Onun için propolis önce alkolde çözülür, çözünen maddeler alkole
geçtikten sonra alkol uzaklaştırılır. Alkolde çözünen şekline ‘propolis
balsam’ı adı verilir. Mumlu kısım alkolde çözülmez.
Propolisin en
yaygın olduğu ülke Brezilya olmakla beraber, bu madde Çin, Tayland, Avustralya
ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde de önemli miktarlarda üretilmektedir.
Propolisin
yıllık üretim miktarı ile ilgili net rakamlar mevcut değildir. Ancak Amerika
Birleşik Devletleri’nde yılda 20.000 kg satışının yapıldığı tahmin
edilmektedir. Ticarî olarak tablet, toz, konsantre sıvı ve sakız formları
mevcuttur. Propolis, Amerika’da yaklaşık 50 mg’lık kapsüller şeklinde
satılmaktadır.
Propolisin
muhtemel biyolojik tesir mekanizmaları
Son yıllarda
propolisin tesiriyle alâkalı önemli çalışmalar yapılmış, toplantılar tertip
edilmiştir. 1991 yılında Japon Kanser Araştırma Cemiyeti’nin tertiplemiş olduğu
toplantıda, Mr. Tetsuya Matsuno’nun propolisin anti-kanser tesiriyle ilgili bir
tebliğ sunmasından sonra bu sahada çalışmalar yoğunlaşmıştır. Propolisin
içerisinde önemli oranda flavonoitlerin olması, bu maddenin biyolojik
aktivitesine tesir eder. Propolisin aktivitesinin dört kategoriye ayrıldığı
belirtilmiştir:
1- Biyolojik
polimerlere bağlanma eğilimi.
2- Ağır metal
iyonlara bağlanması.
3- Elektron
taşınmasının hızlandırılması.
4- Serbest
radikalleri tutma kabiliyeti (temizleme).
Propolisin
flavonoitlere benzer şekilde hidrolaz ve alkalen fosfatazı da içine alan birçok
enzimi engellediği bildirilmiştir. Ayrıca streptococcus bakterilerinin
bölünmesini uyaran glikoziltransferazları durdurmaya, iltihabî reaksiyonlarda
myeloperoksidazın, ornitin dekarboksilazın, lipoksigenazın, tirosin protein
kinazın aktivitesini ve araşidonik asit metabolizmasını engellemeye vesile
olduğu gösterilmiştir. Propolis kullanan kişilerde zehirlenme belirtisine
rastlanmamıştır. Yapılan toksikolojik değerlendirilmesinde, LD50 dozunun (bu
deney farelerinde ağızdan saf propolis verildiğinde farelerin yarısını öldüren
miktar demektir) 2.000-7.300 mg/kg arasında değiştiği rapor edilmiştir.
Propolisteki önemli maddelerin başında gelen flavonoitler farelere ağızdan
verildiğinde, LD50 dozunun 8.000-40.000 mg/kg arasında değiştiği bulunmuştur.
Bu değerlerden ortaya çıkan sonuç; propolisin tabiî toksisitesinin
(zehirliliğinin) oldukça düşük olduğudur. Yapılan çalışmalar sonucunda 60-70 kg
ağırlığındaki bir insanın kg ağırlığı başına günlük emniyetle alabileceği
propolis miktarı, en çok 1,4 mg veya ortalama günde 70 mg’dır. Astım
hastalarında krize yol açabileceğinden alerji testi yapılmadan kullanılmaması
gerekir. Eskiden kullanıldığı gibi günümüzde de kozmetiklerde ve cilt
kremlerinde bunun kullanılabileceği ileri sürülmektedir. Son yıllarda
propolisin insan sağlığına katkılarına ait çalışmalar, daha çok antioksidatif
tesirlerine yönelmiştir. Canlı organizmaların oksidatif hasarlardan
korumasında, yani antioksidatif tesir bakımından önemli bir rol verildiği,
dolayısıyla canlılarda başlıca kanser, kalb-damar hastalıkları ve diyabet gibi
rahatsızlıklara karşı kullanılabileceği ifade edilmektedir. Antioksidatif
tesirler bakımından arı ürünleri birbirleriyle karşılaştırıldığında, propolisin
en yüksek tesiri yaptığı bulunmuştur.
İnsan sağlığı
ve propolis
Propolisin,
immün sistemi uyararak hastalıklara karşı vücudun tabiî direncinin artmasına ve
vücudun kuvvetlenmesine vesile olduğuna inanılmaktadır. Başlıca tesirleri
arasında antiseptik (mikroptan arındırıcı), antimikotik (mantarlara karşı),
bakteriyostatik (bakteri üremesini durdurucu), astringent (lokal olarak
damarları daraltan faktör), spazmolitik (kas gevşetici), antienflamatuar
(iltihap giderici), anestetik (sinir hassasiyetini azaltıcı) ve antioksidant
(oksitlenmeyi veya moleküllerdeki bozulmayı engelleyici) özellikleri
sayılabilir. Propolisin eskiden beri yaraların iyileştirilmesinde, dokuların
yenilenmesinde faydalı olduğu, yanıkların tedavisinde, nörodermatitlerde, bacak
ülserlerinde, sedef hastalığında (psoriasis), genitalis ve pruritus (cinsî
rahatsızlıklarda) kullanıldığı rapor edilmiştir. Romatizma ve mafsal burkulması
durumlarında tedavi edici olarak, ağız yıkama preparatlarının içine katılarak,
diş macunu olarak, ağız iltihaplarının ve diş etlerinin tedavisinde
kullanıldığı kaydedilmektedir. Kozmetik ürünlerde ve ilâçlarda (meselâ yüz
kremlerinde ve losyonlarda) kullanılmıştır. Propolis ayrıca diş aralarını temizlemeye
yarayan mumlu iplik yapımında kullanılır. Hem arının, hem de onun karnından
çıkanların şifa olarak zikredilmesinde, düşünen toplumlar için Yaratıcı’ya
işaretler vardır.
Kaynaklar
-
Burdock,G.A.1998. Review of the biological properties and toxicity of bee
propolis. Food and Chemical Toxicology, vol.36, 347-363.
-
Burda,S.,Oleszek. 2001. Antioxidant and antiradical activities of flavonoids.
Journal of Agricultural and Food Chemistry,Vol,49, 2774-2779.
-
Kumazawa,S.,Hamasaka,T.,Nakayama,T. 2004.Antioxidant activity of propolis of
various geographic origins. Food Chemistry. Vol.84, 329-339.
- Nagai,
T.,Sakai,M.,Inoue,R., Inoue,H.,Suzuki,N. 2001. Antioxidant activities of some
commercially honeys,royal jelly and propolis. Food Chemistry,Vol.75, 237-240.
-
http://www.jafra.gr.jp
Dr.Ali
İhsan Öztürk – Propolis Doğal Antibiyotik
Karamum
(Propolis); kanser, ülser, karaciğer ve bronşite savaş açıyor.
Arıların
ürettiği propolis, bal ve yağ ile karıştırıldığında dış yaralar için mükemmel
bir iyileştirici Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Arıcılık Şube Müdürü Dr Ali
İhsan Öztürk, halk arasında karamum olarak da bilinen propolisin, bal
arılarının bitkilerin dal, gövde ve özellikle çiçek ile yaprak tomurcuklarından
topladığı balmumu ve reçinemsi maddelerin karışımından oluştuğunu ifade etti.
Propolisin
tıpta ilacın hammaddesi olarak kullanıldığını bildiren Öztürk, eski doğu bloğu
ülkelerinde ilaç kodeksine girmiş olmasına karşın batı ülkelerinde buna dahil
edilmediğini, bu maddenin Asya, Avrupa ve Afrika’da “halk ilacı” olarak geniş
bir kullanım alanı bulunduğunu belirtti.
Ürünün
koruyucu ve tedavi edici özellikleri nedeniyle insan sağlığı için çok önemli
aktif bir madde olduğunu vurgulayan Öztürk, propolisin özellikle sindirim ve
üriner sistem rahatsızlıklarının tedavisinde etkin sonuç verdiğini söyledi
Öztürk, propolisin kanser, mide ülseri, cüzzam, kılcal damarların ve bağışıklık
sisteminin güçlendirilmesinde, bronşit, ağız içi aft, yüksek kan basıncı,
karaciğerin korunmasında olumlu etki yaptığına dikkat çekti.
Dr.
Öztürk;
“Propolis, bal
ve yağ ile karıştırıldığında dış yaralar için mükemmel bir pomat oluşturur Bu
ürünün antiromatizmal etkisi de saptanmıştır Propolis, içerdiği sağlık yönünden
çok önemli aktif maddeler nedeniyle genel vücut direnci ve sağlığının korunmasında
ve alternatif tedavide gittikçe daha çok yer bulan emsalsiz bir maddedir”
Doç.Dr. Recai
Oğur – Propolis Gripten Korur mu?
Son günlerde,
gribal enfeksiyonlardan korunmada üzerinde en çok durulan doğal maddelerden
birisi de propolistir. Arılar tarafından üretilen ve doğal bir reçine olan
propolisi arılar, temel olarak kovanlarının inşaasında ve onarımında
kullanmaktadırlar. Ülkemizde farklı isimlerle de bilinen propolis geçmişteki
medeniyetler tarafından da sağlık ve sağlık dışı çeşitli amaçlarla yaygın
olarak kullanılmıştır.
Sağlıkla ilgili
olarak bir çok özelliğinden bahsedilmekle birlikte özellikle soğuk algınlığı
ile ilgili etkileri bugünlerde ticari olarak ön plana çıkarılmaktadır. Yapılan
bazı bilimsel çalışmalarda, propolisin virüsler tarafından neden olunan soğuk
algınlığı olgularında etkili olduğu ortaya konmuştur.
Yine bazı
çalışmalarda propolis burun spreylerinin, çocuklarda burun akıntısı, burunda
tıkanıklık ve yüksek ateşle seyreden burun ve boğaz enfeksiyonlarında faydalı
olabileceği gösterilmiştir.
Konuyla ilgili
olarak yapılan en kapsamlı araştırma İsrailli bilim adamları tarafından
gerçekleştirilmiştir. Araştırmada; 1-5 yaş arasındaki 430 çocuktan 215′ne kış
döneminde 12 hafta süreyle, hergün ekinezya + propolis + vitamin C karışımı
verilmiş diğer 215 çocuğa ilaç içermeyen sıvı verilmiştir. Çalışma sonucunda
ekinezya + propolis + vitamin C karışımı verilen çocuklarda üst solunum yolu
enfeksiyonu görülme sıklığında %55 azalma, üst solunum yolu enfeksiyonuna
yakalanma sayısında %50 azalma ve enfeksiyona bağlı yüksek ateşin devam etme
süresinde %62 azalma tespit edilmiştir. Hasta olarak istirahat edilen gün
sayısında da önemli derecede azalma gözlenmiştir. Bu karışımın uygulandığı
çocuklarda az sayıda ve hafif düzeyde, geçici yan etkilere rastlanmıştır
[Kaynak 1].
Japonya’da
yapılan bir çalışmada; grip virüsü ile hasta yapılan farelere 7 gün süresince
günde 3 kez 10mg/kg propolis verilmiş ve farelerde gribe bağlı kilo kaybının ve
diğer grip belirtilerinin hafiflediği ve akciğerlerdeki virüs miktarının
azaldığı gözlenmiştir [Kaynak 2]. Ancak bu etkiler incelenen 13 propolis
ürününün tamamında değil bazılarında tespit edilmiştir.
İtalyan
araştırmacılar tarafından yapılan diğer bir çalışmada da propolis çeşitli
mikroorganizmalara karşı test edilmiş ve solunum yolu enfeksiyonu yapan
mikroplara karşı önemli derecede etkili olduğu saptanıştır. Ancak bu çalışma da
insan veya hayvanlarda değil, doğrudan mikroorganizmalar üzerinde yapılan bir
çalışmadır [Kaynak 3].
Bulgar
araştırmacıların yaptığı bir çalışmada da incelenen tüm propolis ürünlerinin
gram (+) bakteri ve mantarlara karşı son derece etkili olduğu ve bir çok
propolis ürününün virüslere karşı da etkinlik gösterdiği saptanmıştır.
Araştırmada sıcak bölgelerden ziyade, özellikle ılıman bölgelerden elde edilen
propolisin daha etkili olduğu gözlenmiştir [Kaynak 4].
Yine Bulgar
araştırmacılar tarafından yapılan diğer bir çalışmada propolisin içinde bulunan
isopentyl ferulate isimli maddenin influenza A virüsüne karşı son derece etkili
olduğu gösterilmiştir [Kaynak 5].
Propolisin
bağışıklık sistemini aktive ettiğine yönelik olarak da çeşitli araştırmalar
bulunmaktadır.
Ancak tüm bu
araştırma sonuçlarına rağmen propolisin grip durumunda etkili olduğunu veya
gribe karşı koruyucu olduğunu kesin olarak ortaya koyacak klinik kontrollü
çalışmalar bulunmamakta ve “propolis gribe karşı koruma sağlar”
denilememektedir.
Uyarılar
1. Piyasada
satışa sunulan propolis ürünlerinin hemen hepsinin üretiminde etil alkol
kullanıldığından çocuklarda ve hamilelerde kullanımı konusunda dikkatli
olunmalıdır.
2. Propolis
duyarlı kişilerde alerjik etki gösterebilir.
3. Bugüne kadar
propolis kaynaklı zehirlenme veya toksik etki bildirilmemiştir. Ancak ağız
yoluyla (çiğnenerek, eliksiri içilerek) alındığında ağız içi bölgelerde tahriş
yapabilir.
4. Yukarıdaki
araştırmalara dikkat edildiğinde incelenen propolis ürünlerinin hepsinde değil,
araştırma kapsamındaki bazı ürünlerde etki saptanmıştır.
Kaynaklar:
[1]
Effectiveness of an herbal preparation containing echinacea, propolis, and
vitamin C in preventing respiratory tract infections in children: a randomized,
double-blind, placebo-controlled, multicenter study.
Cohen HA,
Varsano I, Kahan E, Sarrell EM, Uziel Y.
Arch Pediatr
Adolesc Med. 2004 Mar;158(3):217-21.
[2] Anti-influenza
virus activity of propolis in vitro and its efficacy against influenza
infection in mice.
Shimizu T, Hino
A, Tsutsumi A, Park YK, Watanabe W, Kurokawa M.
Antivir Chem
Chemother. 2008;19(1):7-13.
[3] In vitro
antimicrobial activity of a novel propolis formulation (Actichelated propolis).
Drago L, De
Vecchi E, Nicola L, Gismondo MR.
J Appl
Microbiol. 2007;103(5):1914-21.
[4]
Antibacterial, antifungal and antiviral activity of propolis of different
geographic origin.
Kujumgiev A,
Tsvetkova I, Serkedjieva Y, Bankova V, Christov R, Popov S.
J
Ethnopharmacol. 1999 Mar;64(3):235-40.
[5]
Anti-influenza virus effect of some propolis constituents and their analogues
(esters of substituted cinnamic acids).
Serkedjieva J,
Manolova N, Bankova V.
J Nat Prod.
1992 Mar;55(3):294-302.
Doç.Dr. Recai
Oğur
Propolisin yan etkileri var mı?
Propolisi kimler kullanmalı?
Propolis Nedir?
Propolis en genel tanımı ile aslında doğadaki en güçlü koruyucu, kapatıcı, temizleyici ve en güçlü antibiyotik maddedir. Direk olarak mutlaka 2 yaşından büyük herkesin alması gerekmektedir. Sadece hasta olduğumuzda değil hastalanmadan önce de bu mucizevi ürünü besin öğelerimizden biri yapmalıyız. Propolis kullanmak bizi daha dinç, daha genç, daha enerjik, daha güçlü yapar. Birçok başarılı kişinin hayatındaki en önemli sırrı propolistir. Bunların içinde devlet başkanları, ünlüler, bilim adamları ve akademisyenler mevcuttur.
İşçi arıların kavak, meşe, kayın, okaliptüs, akasya ve kozalaklı ağaçlar başta olmak üzere değişik ağaç ve çalılardan toplayarak kendilerini soğuk ve hastalıklardan korumak amacı ile kovanı kapladıkları reçinemsi maddeye denir. Arılar propolisi kovanın iç duvarını düzgün hale getirmek, peteklerin ağzını kapatmak ve kovanda ölen canlıları mumyalamak amacı ile de kullanır. Propolisin bakterileri yok etme özelliği sayesinde kovanda hayat sağlıklı bir şekilde devam eder.
Günümüzde özellikle uzak doğu ülkelerinde propolis kullanımı yaygındır ki bir çok uzmana göre Uzakdoğulu kişilerin bağışıklık sisteminin sağlam oluşunun, yaşam sürelerinin Avrupadaki yaş ortalamasının üzerinde olmasının en büyük nedeni düzenli olarak propolis kullanımına bağlıdır. Dünyadaki en güçlü koruyucu olan propolisi kendi vücudumuzu korumak, sağlıklı bir geleceğe sahip olmak ve yaşam standartlarımızı artırmak amacı gıda takviyesi olarak tüketmeliyiz.
Propolis toplanan bitkinin rengi ve bulunduğu bölgenin hava şartlarına göre propolisin sarıdan siyaha kadar farklı renkte oluşması mümkündür.15derecede sert ve kırılgan 30 derecede yumuşak ve bükülebilir bir hal alır.
İçeriğinde; %50-55 reçine ve balsam, %20-35 bitki kaynaklı mumlar, %10-15 eterik ve esansiyel yağlar, %2-5 polen, az miktarda organik ve inorganik bileşikler bulunur. Başka bir bildirişe göre propoliste %46 balsam, %27 bitkisel kökenli mum ve %15 flavon ve flavonoidler bulunmaktadır.
Antibakteriyel özelliği sayesinde propolis asırlardır çeşitli hastalıkların iyileşmesinde de kullanılmıştır. Saflaştırarak toz haline getirilip yada kapsül şeklinde kullanımı yaygındır.
Propolis Faydaları:
Propolis doğadaki en güçlü koruyucu, kapatıcı, temizleyici maddedir. Öyle ki diş eti rahatsızlıkları, göz ilhitapları, vücut da oluşan ödemler, cilt lekeleri ve akne problemleri, kanser hücresi ve ameliyat sonrası vücutta biriken kalıntıların temizlenmesi, kanın temizlenmesi gibi bir çok konuda tek başına kullanımda dahi çok önemli bir etken olmuştur. Antibiyotik kullanımı yerine propolis ile tedavi gören hastaların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Yaraların iyileştirilmesinde ve bakterilerin vücuttan atılmasında, sterilize işlemlerinde propolisi görebilirsiniz. Daha dinç olmak, daha az hasta olmak, kendimizi önceden koruma altına almak istiyorsak mutlaka ve mutlaka propolisten faydalanmalıyız.
Elbette ki bir çok üründe olduğu gibi bu üründe de saf olanı bulmak hiç de kolay değil. Arımucizesi olarak sizlere bu ürünün doğalını bulabilmeniz için buraya bakmanızı öneriyoruz.
• Mikrop kırıcı, iltihap giderici, antioksidan, immün sistemini uyarıcı ve antikanserojenik etkilere sahiptir. Bioflavonoidler bakımından zengindir
• Bağışıklık sistemini destekler Propolisin düzenli olarak kullanımının sindirim ve dolaşım sisteminde ve de tüm vücuttaki patojenlere karşı etkin bir koruma sağladığı tespit edilmiştir
• Antioksidatif etki açısından propolis diğer arı ürünleri arasında en yüksek etkiye sahiptir
• Geniş spektrumlu antibiyotik olarak nitelendirilen propolis, zararlı bakterilerde direnç oluşturmamakta, yararlı bakterileri ise olumsuz olarak etkilememektedir Ayrıca virüslerin enzim salgılamasını ve çoğalmasını önleyici etkiye sahiptir
• Akne ve uçuk için haricen kullanılır
• Bademcik iltihabı, farenjit, larenjit için etkilidir
• Ağız ve boğaz mukozası sorunları için hem oral olarak hem de gargara biçiminde kullanılır
• Dişeti hastalıklarına karşı korucuyucu özelliktedir 2005 yılında Oral Health & Preventive Dentistry dergisinde yayınlanan araştırmaya göre propolis diş eti iltihabı veya periodontal hastalığının tedavisine yardımcı olabilir
• Propolis ile ilgili yapılan araştırmalar bu maddenin ülserler, iltihaplı hastalıklar ve yanıklar için olumlu etkileri olduğu sonucunu ortaya koymuştur
• National Institutes of Health‘a göre propolis Aft ve diğer diş yaraları ve peptik ülser için etkili bir anti-inflamatuar ajan olarak kullanılabilir
• Amerika’da yapılan bir araştırmada propolisteki caffeic asit esterlerinin bağırsaktaki kanserli hücrelerin büyümesini inhibe edici özellikte olduğu görülmüştür
• Klinik çalışmalarlar, 30 gün boyunca günde 3 defa alınan 300 mg propolisin hipertansiyon, damar sertliği ve koroner kalp hastalıklarının tedavisinde yararlı olduğunu göstermektedir
• Mikroptan arındırıcı, bakteri üremesini durdurucu, iltihap giderici, mantarlara karşı etkili ve kas gevşetici etkileri vardır
•2000 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre, propolis kremi genital herpes yaralarının iyileşmesine yardımcı olmaktadır
• Bakterilere karşı etkisi galangin, pinosembrin, kafeik asit ve ferulik asit içeriğinden, virüslere karşı etkisi kafeik asit, kersetin ve luteolinden, mantarlara karşı etkisi de pinobanksin, pinosembrin, kafeik asit, benzil ester, sakuretin ve pterostilbene ‘den kaynaklanmaktadır
• Prostaglandinleri üreten enzimleri bloke edici özelliğiyle anti iltihapsal etkinliğe sahiptir
Propolis Kullanımı:
Propolisi çok çeşitli alanlarda kullanabiliriz. Şampuanımıza katıp kepekten kurtulurken, bir yandan da diş macununa ekleyip çürüklerden kurtulabiliriz yada su ile karıştırıp ağızdsa çalkalayarak apse ve diş eti sorunlarından kurtulabiliriz.
Bal ile karışımında ise günlük ihtiyacımız olan enerjiyi alıp aynı zamanda kanımızdaki bakteri ve mikropları temizleyebiliriz. Evinizde bulunduracağınız propolis bir ecza deposundan daha etkili bir tedavi sunacaktır sizlere.
Yapılan çalışmalarda düzenli ve sürekli olarak propolis alınması durumunda sindirim, solunum ve dolaşım sistemindeki hastalık etmenlerini (patojenleri) yok ettiği, internal toksinleri vücuttan attığı saptanmıştır. Özellikle Japonya’da yapılan klinik çalışmalarda 3 ay ile 1 yıl sürekli bir şekilde alınan propolisin, çeşitli internal kanser hücrelerinin devitalize ettiği saptanmıştır.
TİCARİ OLARAK KULLANIMI
Ham propolis arıcılar tarafından toplandıktan sonra, kullanılabilir ekstraktlar haline getirilir.
Vitamin C ve E’den daha güçlü bir antioksidan olan Propolis’in yaşlanma ve kanser üzerine önleyici etkisi pek çok çalışma tarafından gösterilmiştir. Doku yenileyici ve ağrı kesici özelliklerinden dolayı boğaz ağrısında ve soğuk algınlığında da çok faydalıdır.
Ayrıca, göğüs, cilt, kolon ve böbrek kanseri hücreleri gibi insan tümör hücre kültürleri üzerinde öldürücü etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Kaynaklar:
0 yorum:
Yorum Gönder